Savaştan kaçan yüz binlerce insan sınırları aşarak Avrupa’ya gitmek için çabalıyor. Kota pazarlıklarına tutuşan Avrupalı devletler bu can pazarını görmezden geliyor, güvenli geçişe dair tek söz etmiyor. Baskıcı rejimlerin, kökten dinci şiddetin altında ezilenler, hayatta kalıp yollarına devam edebilirlerse faşizmle burun buruna geliyor, vahşi emek sömürüsünün çarklarına giriyorlar.
Son aylarda çok daha fazla insan Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarından canlarını tehlikeye atarak Yunanistan adalarına geçmeye mecbur edildi.Sonbahar aylarında denizler mülteciler için çok daha tehlikeli. Bu yolu göze alanlar fırtınaya yakalanıp denizde boğularak ya da donarak hayatını kaybetme tehdidiyle karşı karşıya.
Türkiye’deki binlerce mülteci Eylül ayında nispeten daha güvenli olan Edirne, Meriç yolunu kullanmak üzere yürümeye başladı ve bu yürüyüş valilik ve güvenlik güçleri tarafından engellendi. Bu sonucu yaratan ve ölümlerden sorumlu olan ülkeler, ne mültecilere insani yaşam koşullarını sağlıyor ne de uluslararası sözleşmelerden doğan sığınma ve iltica haklarını tanıyor. Tüm bunlar mültecileri deniz yolundan kaçak geçiş yapmaya zorlayarak,mültecilerin insan kaçakçılarının eline düşmesine ve çok sayıda çocuk, kadın, erkek, yaşlı insanın ölümüne sebep oldu, oluyor.
Samimiyetsizce ve ikiyüzlülükle insan haklarından dem vuran Avrupa Birliği ülkelerinin yöneticileri ile kardeşlik, dostluk ve misafirperverlik yalanlarıyla politika yürüten Türkiye’nin liderleri çok kısa zaman önce bu insanların yaşamları üzerinden pazarlığa oturdular.Kan üzerinden pazarlığadur demekve ölümlerde sorumluluğu olan hükümetlere engel olmak elzem.
Ölümler sınırlarda güvenliğin arttırılması, yeni tel örgüler, insanların toplama kamplarına gönderilmesi ve sınırdışıtehdidi ile engellenemez. Bu ancak ölümlerin sayısını arttırır.Sınırlar, tel örgüler insanları öldürür.
Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarıyla Yunanistan adaları başta olmak üzere duyarlı tüm halklar, mültecilerin yaşadıklarını büyük kaygıyla izliyor. Geçiş bölgesindeki kentlerde mültecilere destek olmak amacıyla yardım kampanyaları örgütlendiğini görmek ümidimizi bir nebze olsun artırıyor, uluslararası dayanışmayı yükseltiyor.
Denizlerde daha fazla insanın katlinin önlenmesi için sınırlar açılmalı,güvenli geçiş sağlanmalı.Ulusal ve uluslararası kamuoyu sorumluluk üstlenip yöneticilere baskı uygulamalı. Ölümler artık son bulmalı.
TÜRKİYE VE AVRUPA HÜKÜMETLERİNE SESLENİYORUZ: TEL ÖRGÜLERİNİZ, SINIRLARINIZ ÖLDÜRÜYOR! EGE DENİZİNDE ÖLÜMLER DURDURULSUN! ACİLEN GÜVENLİ GEÇİŞİ SAĞLAYIN.