Halkların Köprüsü Derneği 1. Alan Kurdi Mülteci Çalıştayı Çağrısı


10398673_1493935100871041_7222745029981359847_n

HALKLARIN KÖPRÜSÜ DERNEĞİ

I. Alan Kurdi Mülteci Çalıştayı Çağrısı

12-13 Mart

Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, İzmir

Nisan 2011’de başlayan Suriye’deki savaş ile birlikte, 2. Dünya Savaşı’ndan buyana yaşanan en büyük göç dalgasıyla karşı karşıyayız. Bu savaş nedeniyle 6 milyona yakın Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Resmi verilere göre 2,5 milyon, gerçekte ise yaklaşık 3 milyon Suriyeli Türkiye’ye sığınmış durumda. Suriyelilere ek olarak Afganistan, Irak, Eritre, Somali, İran ve Yemen gibi savaşların parçaladığı ve insan hakları ihlallerinin sık yaşandığı ülkelerden gelen, uluslararası koruma ihtiyacı olan yaklaşık 250.000 kadar mülteci de Türkiye’de yaşıyor.

Suriyelilere ve diğer sığınmacılara mülteci statüsü vermeyen Türkiye, mülteciler için yaşanabilir bir ülke değil. Başta çalışma hakkı olmak üzere pek çok temel haktan yoksun olan mültecilerin, her ne kadar geçici koruma yönetmeliği ile bazı hizmetlere ulaşması vaat edilse de gerçekte barınma, sağlık ve eğitim gibi yaşamsal alanlarda yeterli bir destekten mahrumlar.

Türkiye’den Yunanistan’a denizden kaçak yollarla geçişler sürüyor. Resmi rakamlara göre bu yıl 5000 mülteci Ege ve Akdeniz’de boğularak öldü. Gerçek rakam ise bunun çok üzerinde olabilir…

Birleşmiş Milletler’in geçen ay yayımlanan 2015 yılı başlangıç verilerini içeren raporuna göre zorla yerinden edilmiş insan sayısı bu yıl rekor düzeye, 60 milyona ulaştı. Dünya genelinde her 122 kişiden 1’i zorla yerinden edilmiş durumda! Suriye, Yemen ve Libya’da savaş ve çatışmalar sürdükçe bu rakam artacak.

Son 4 yılda Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı yaklaşık 150.000. Yunan Adaları ve Balkanlar üzerinden bu yıl Avrupa’ya geçebilen mülteci sayısı ise sadece 1 milyon. İlk bakışta büyük bir rakam gibi gelebilir ama krizin büyüklüğü karşısında bu çok yetersiz bir rakam. Suriye’de süren savaş nedeniyle ülke içinde yerinden edilmiş insan sayısı 7 milyon… Bunun anlamı şu: savaş devam ederse 7 milyon mülteci daha eklenecek krize… Öte yandan Suudi Arabistan, Katar gibi zengin Müslüman ülkelerin şimdiye kadar tek bir Suriyeli mülteci kabul etmemiş olması da çok acı ve utandırıcı bir gerçek!

Savaşlar ve devlet şiddeti dünya genelinde her gün 4600 insanı ülkelerini terk etmek zorunda bırakıyor. Bu yılbaşında toplam mülteci sayısı Suriye Savaşı’nın etkisi ile rekor düzeye toplam 20,2 milyona ulaşmış durumdadır, yılsonuna kadar bu rakamın 34 milyon olacağı tahmin edilmektedir. AB ise verdiği sözleri tutmuyor maalesef. Bu yıl BM mülteci kamplarından 22.000 kişi alacağına söz vermişti ancak şu ana kadar sadece 600 kişi aldı.

Avrupa’nın sınırlarını mültecilere kapatmak, 508 milyon nüfusu olan bir kıtaya 20,2 milyon mülteciden sadece 1 milyonunu kabul etmek, sorunu görmemek, sorumluluk almamak demektir. Avrupa Birliği mülteci politikasını değiştirmediği ve bu krizi çözmeye çalışmadığı için Akdeniz’deki ölümlerden ve Balkanlar’daki kaostan sorumludur.

Türkiye, Suriyeli mültecilere onurlu bir yaşam olanağı sunamıyor ne yazık ki. Bu insanlar çalışma hayatına yasal olarak giremiyorlar, bir kısmı kaçak olarak güvencesiz ve çok kötü koşullarda iş bulabiliyor. Çocukların ezici çoğunluğu eğitim alamıyor, önlem alınmaz ise bu çocuklar kayıp bir nesil olmaya adaylar. Çocuk işçiliği yaygın bir sorun. Sağlık hizmetlerine erişimde büyük sorunlar yaşanıyor, aşılanmamış bebekler var, barınma ve beslenme koşulları çok yetersiz. Yıkık dökük evlerde, derme çatma çadırlarda; elektrik, su, tuvalet, banyo olanağı olmadan yaşamaya çalışıyor mülteciler. Komşularının yiyecek vermedikleri günlerde aç yatıyorlar. Suriyeli mülteciler için sistematik bir sosyal uyum programı hala uygulanmıyor ve Türkiye’de onurlu bir yaşam olanağına sahip olmayan bu insanların Avrupa’ya geçişleri de engellenmeye çalışılıyor.

Alan Kurdi’nin cansız bedeni Bodrum sahiline vurduğunda çekilen fotoğraf, kısa bir süre için dünya kamuoyunda bir duyarlılık yarattı. Oysa, Akdeniz kıyılarına artık ’göçmen mezarlığı’ deniyor. Uzun yıllardır ülkelerindeki savaştan, yoksulluktan kaçarken; insan tacirlerinin ellerinde boğularak ölen insanların cesetleri ile dolu sahiller…

Hayatta kalabilenler önce “temerküz kamplarına” sonra da kaçtıkları ülkelerine geri gönderiliyorlar. Bu insanlar; göçmenler, sığınmacılar, mülteciler, ulaştıkları yeni ülkenin vatandaşı olamıyorlar artık. En iyi ihtimalle misafir işçi ya da mevsimlik işçi oluyorlar…

Zengin Batı; göçenleri kriminalize, sınırları ise militarize ediyor. Üstelik göçün asıl nedeninin kendileri olduklarını bile bile… Bugün dünyanın her yanındaki göç hareketlerinin nedeni aslında küresel ekonomik güçler. Politik baskılar, ekonomik marjinalizasyon ve ayrımcılık, küreselleşmenin çirkin yüzleri.

Şeyla Benhabib, “Devletlerin iktidar yolları boyunca göçmenlerin ölü ya da canlı bedenleri uzanır” diyor. Paranın ve malların bütün sınırları aşmasını, serbestçe dolaşmasını sağlayan küreselleşme, mazlumlara, mağdurlara bu imkânı tanımıyor. Zengin Batı, bu yurtsuz insanlar için açık hapishaneler kiralıyor: Pakistan, Türkiye gibi…

Biz; Halkların Köprüsü Derneği, geçtiğimiz yıl asıl olarak halklar arasında eşitlik ve özgürlük temelinde kamusal dostluk ve dayanışma inşa etmek üzere kurulduk. İzmir’e olan kitlesel göçler nedeniyle mültecilerle ilgili çalışmalar yapmaya başladık. Bir mülteci derneği değiliz. Bir yardım derneği hiç değiliz! Hatta yardımseverliğin/hayırseverliğin zararlı olduğunu düşünüyoruz. Zira yardım, kişiseldir, geçicidir, zayıf ve yoksulu bağımlı kılan ortamın oksijenidir. Varsıl ve güçlünün keyfine bağlıdır. Her zaman en doğru şekilde kullanılmayabilir. Ortak sosyal, ekonomik, politik kararlığın ve kamu çıkarının yerini alamaz. Ancak tamamlayıcı olabilir…

Bir yıldır büyük emek ve çaba akıttığımız mülteci krizi ile ilgili deneyimlerimizi paylaşmak, başka deneyim ve perspektiflerden öğrenmek ve kamuoyuna bilgi sunmak üzere bir çalıştay düzenleme kararı aldık.

12-13 Mart tarihlerinde Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapacağımız çalıştayda farklı konu başlıkları altında mültecilerin sorunlarını ele alacağız. Mülteciler üzerine çalışma yapan diğer dernek ve kurumların da katılacağı atölyelerde mevcut sorunlar tespit edilecek ve çözüm önerileri ortaya konacak.

Mültecilerle ilgili sözü olan herkesi 12-13 Mart tarihlerindeki çalıştayımıza davet ediyoruz.

Atölyeler:

  1. Hukuk ve Mülteci Hakları
  2. Yaşam (saha)-Barınma
  3. Sağlık
  4. Eğitim- Çocuk
  5. Çalışma Yaşamı ve Ekonomi
  6. Kültür-Sanat
  7. Kadın
  8. Medya

Çalıştay ve Atölye Çalışma Düzeni:

Her bir atölyeye 20-30 kişi katılacaktır. Katılımcıların ağırlıkla Ege Bölgesi yerelinden olması beklenmekle birlikte her ilden katılım ve katkıya açıktır. Atölye gruplarında en az bir moderatör, en az iki raportör görev yapacaktır. Atölye grup raporları pazar günü sabahı oluşturulacak ve öğleden sonraki ortak toplantıda iki moderatör ve iki-üç raportörün yürütücülüğünde tartıştırılarak son şeklini alacaktır.

Sonuç metni kapsamlı bir rapor halinde çalıştay raportörleri tarafından hazırlanacak, kapanışta kamuoyu ve basınla özeti paylaşılacak ve çok kısa süre sonra rapor yayımlanacaktır.

(Atölyelere kayıt olabilmek için tıklayınız)

 

Çalıştay Programı:

12 Mart 2016

09.00 -10.00 Kayıt

10.00 – 10.30 Açılış ve Film Gösterimi

10.30 – 13.30 Sunumlar

Foti Benlisoy (Araştırmacı-Yazar)  Ortadoğu da Savaşlar, Suriye İç Savaşı Genel Değerlendirme

Muhammed Salih Ali (Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı) – Türkiye’deki Mülteciler Neler Yaşıyor?

Prof. Dr. Cem Terzi (Halkların Köprüsü Derneği Başkanı) – Halkların Köprüsü Sunumu

Av. Eda Bekçi (Mülteci Der Başkanı) – Dünden Bugüne Türkiye’de ve İzmir’de Düzensiz Göç ve Mülteciler Sorunu

Prof. Dr. Feride Aksu Tanık (Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı) – Göç, Mültecilik, Sağlık ve Kadın

Pırıl Erçoban (Mülteci Der Genel Koordinatörü)- Çözüm Önerileri

13.30- 14.30 Ara

14.30-18.30 Atölye Çalışmaları

13 Mart 2016

09.00-12.00: Atölye Çalışmaları / Sonuç Bildirgelerinin Hazırlanması

12.00-13.00: Ara

13.00-16.30: Atölye Raporları Sunumları ve Tartışma

16.30-17.00: Ara

17.00-17.30: Sonuç Bildirgesi Sunumu

Ayrıntılı Bilgi İçin: Metehan UD 05062942780

calistay

 

 

 

Comments are closed.