Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan’a Verdiğimiz Rapor

İzmir’deki mültecilerin sorunları ve çözüm önerilerimiz;

IMG_2370Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecilerden yaklaşık 400 bini İzmir’in yoksul mahallelerinde kendileri gibi varlıksız olan İzmirlilerle birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Kentin varoşlarına sıkışan bu yaşamlar Avrupa’ya gitmek için Basmane’ye gelen mültecilerle birlikte bütün İzmirlilerin gündemine oturdu. Suriye’deki savaştan yüzlerce kilometre uzakta olan İzmirliler mültecilerle birlikte savaşın sonuçlarına yakından tanıklık etti.

Yaklaşık dokuz ay önce kurulan Halkların Köprüsü Derneği’nin de sürekli olarak gündeminde yer alan konulardan biri de mültecilerin sorunları oldu. Şimdiye kadar yaptığımız çeşitli çalışmalarda Suriyeli yeni komşularımızın sorunlarına tespit ettik ve bunu yetkilerle paylaştık. Çözüm sağlamalarını istedik. Ancak yetkililerin çok kısıtlı bir şekilde harekete geçti. Yeri geldi biz bu sorunlara kendi imkânlarımızla merhem olmaya çalıştık. Hasta olanları hastanelere ulaşmasını sağladık, ilaçlarını alamayanlara ilaçlarını temin ettik. Toplayabildiğimiz yardımları mültecilere ulaştırdık.

Kalıcı olan mültecilerin sorunları;

Dernek olarak Kadifekale,  Agora , Torbalı ve Foça’da yaşayan mültecilere yönelik çok sayıda saha ve sağlık taraması yaptık. Taramalarımıza sağlıkçıların, tercümanların ve rapörterlerin yanı sıra çok sayıda dernek üyesi katıldı. Saha taramalarımız sonucunda mültecilerin büyük bir çoğunluğunun kayıtlı olmadığını tespit ettik. İzmir’de yerleşik olan mültecilerin sayısının 400 binin üzerinde olmasına rağmen İzmir Valiliği’nde yaklaşık 70 bin kayıtlı Suriyeli mülteci bulunuyor. Bu durum ‘geçici koruma statüsündeki’ Suriyelilerin kısıtlı olan en temel haklarına bile ulaşmasına engel oluyor. Mülteci bu statünün getirdiği hakları bilmedikleri için kayıtlı olmak istemiyorlar. Valiliğin bu konuda çalışma yürütmesi gerekiyor.

BARINMA SORUNLARI

Suriyeli mültecilerin kaldığı evlerin bir kısmı yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Yaptığımız taramalarda mültecilere kiralanan evlerin yıkıldığını mültecilerin başka boş evlere yerleştirildiğini tespit ettik. Durumu fırsata çevirmeye çalışan ev sahipleri kira fiyatlarını yükselttiği gibi yıkım kararı olan evleri mültecilere kiralıyor. Evlerin büyük bir çoğunluğu rutubetli ve duvar sıvaları düşmüş durumda. Bu durumla ilgili İzmir Valiliğinin tespitler yapması gerekmektedir.

SAĞLIK SORUNU

Mültecilerin kimlik kartları olmadığı için sağlık haklarına ulaşamıyor. Kartları olsa bile sağlıktan nasıl faydalanacaklarını bilmiyorlar. Kronik hastalar düzenli olarak tedavi göremiyorlar. Çocuklar ya gerekli aşılarını olamıyor ya da eksik durumda. Bebek izlemi, gebe izlemi, 15-49 yaş kadın izlemi, kronik hastalık izlemi ve bulaşıcı hastalık izlemi hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar. Kimliği olanlar ise aile hekimlerinin dinamik ve sirküle bir topluluk olan Suriyelileri takip açısından zor bulmaları sebebiyle bir aile hekimine kaydolmakta zorlanmaktadır. Aile hekimine kaydolamadığı için ücret ödeyerek sağlık hizmetlerine ulaşmaya çalışanlar vardır. Aile hekimine gidebilse bile dil sorunu nedeniyle sağlık hizmetlerine erişemeyenler vardır. Yaptığımız taramaların sonuçlarını İl Sağlık Müdürlüğü ile paylaştık ve harekete geçmelerini istedik.

Koruyucu sağlık hizmetlerinin ve birinci basamak sağlık hizmetinin toplum sağlığı açısından önemi göz önüne alınarak Suriyeli nüfusun ivedilikle bu hizmetlere yasalarda belirtildiği şekilde erişebilirliği ve gereken durumlarda üst basamak sağlık kuruluşlarına erişilebilirliği sağlanmalıdır.

İLAÇ SORUNU

Mülteciler bu bin bir zorlukları atlatıp hastaneye gitse de, reçetelerini alsa da bu sefer ilaçlarına ulaşamıyor. İzmir Valiliği ile İzmir Eczacı Odası arasında protokol imzalanamamasından dolayı, ülkenin bir çok kentindekinin aksine mülteciler ilaçlarını alamıyor. AFAD 2013/8 Sayılı Genelgesi’nin ilaç sorununu düzenleyen 8. Maddesi İzmir’de uygulanmıyor. Mülteciler imkânları olursa ceplerinden para vererek ilaçları alıyor yoksa alamıyor. Konuyla ilgili dernek olarak ayrı ayrı hem Eczacı Odası Başkanıyla, hem AFAD İl Müdürüyle hem de İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Harputlu ile görüştük. Ancak yapılan görüşmeler sonucu bir bu sorunla ilgili bir ilerleme sağlayamadık. Kurumlar suçu birbirine atarak sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. İlaçlarını alamayanlar arasında MS, kalp, tansiyon, şeker, kanser gibi aciliyetli olarak ilaçlara ihtiyaç duyan hastalarda mevcut. İlaçlarına ulaşamadığı için yaşamını yitiren hastalarda var.

EĞİTİM SORUNU

Mülteci çocukların da büyük bir kısmı ise de kendilerine okullarda verilen Türkçe eğitime bile ulaşamamaktadır. Bu durumda ilerisi için önemli bir sorun teşkil etmektedir.

ÇALIŞMA SORUNU

Mültecilerin çalışma izninin mevzuatta düzenlememesinden dolayı mülteciler bir kez de işverenin insafına terk edilmiş durumdalar. İzmir’de ayakkabıcılar sitesinde, tekstil atölyelerinde, tarlalarda ve çeşitli iş kollarında kayıt dışı çalıştırılan mülteciler kimi zaman Türkiyeli işçilerin aldığı ücretin yarısını bile alamıyor. Çoğu zamanda alacakları işverende kalıyor.

TALEPLERİMİZ

Bu sorunlarla ilgili net önerimiz İzmir Valiliği’nin mültecilere yönelik haklarını anlatan bir çalışma yapması ve kayıt altına almasıdır. Bu durum olası mağduriyetlerin azalmasında bir nebze de olsa katkısı olacaktır. Mültecilerin yaşadığı bölgelerde acilen saha ve sağlık taraması yapması ve insanca yaşam için gerekli olan eksiklerin tespit edilmesi ve harekete geçirilmesi gerekmektedir. İlaç sorunu da hızlı bir şekilde çözülmeli.

Sokakta yaşayan mültecilerin sorunu

Kalıcı olan mülteciler bu sorunla karşı karşıya iken Basmane ve ara sokaklarında yaşayan mülteciler de ayrıca hayatta kalma mücadelesi veriyor. Avrupa’ya gitmek için Basmane’ye gelen mülteciler burada insan kaçakçılarıyla iletişime geçip feribotlarla adalara geçene kadar buralarda kalmaktadır. Bu kalış süresinin belli olmaması ve ellerindeki paraların kısıtlı olmasından kaynaklı mültecilerin büyük bir çoğunluğu sokaklarda yaşamaya çalışıyor.

SALGIN HASTALIK TEHLİKESİ

Sokaklarda yaşayan mülteciler toz ve nemle mücadele ediyor. Mültecilere İzmir Fuarı’nın yeşil alanı ve camilerin bahçeleri bile çok görülmüş durumda. Mülteciler buralara sokulmuyor. Mülteciler ayıca tuvalet, banyo ve hijyen koşullarına da uzak. Camilerin tuvaletleri 1 TL olduğu mülteciler tuvaletleri çok nadir olarak kullanıyor. Banyoya ise ulaşamıyor. Yaptığımız sağlık taraması sonucunda sokakta yaşamaya bağlı olarak başta çocuklar olmak üzere mültecilerde ÜSYE, ASYE, bronşit, ishal, impetigo, uçuk, uyuz gibi bulaşıcı hastalıkları tespit ettik. Buradaki çocukların, bebeklerin ve gebelerin izlenimi yapılamamaktadır. Bebekler mamaya ve bebek bezine ulaşamıyorlar. Kronik hastalar tedaviye ve ilaca ulaşamamaktadır.

BU KONUDAKİ ÖNERİLERİMİZ;

İzmir Fuarının kapıları mültecilere açılmalı. Sokakta yaşayan mülteciler burada kurulacak çadırlara yerleştirilmeli.

Mülteciler için yeterli sayıda seyyar tuvalet ve banyo imkanı sağlanmalı. Mültecilere düzen olarak su ve yemek dağıtılmalı.

Olası salgın hastalıklara karşı mülteciler sağlık taramasından geçirilmeli. Mobil sağlık hizmeti ile aşılama, gebe izlemi, kronik hastalık takibi, ilaç ihtiyacının belirlenmesi gibi birinci basamak sağlık hizmetlerini karşılanmalı.

Bebeklere ve çocuklara süt, mama ve bebek bezi dağıtılmalı.

Halkların Köprüsü Derneği

 

(Rapor, Gazeteci Metehan Ud tarafından yazıldı)

Comments are closed.