23 Ocak Uluslararası Mültecilerle Dayanışma Eylemi İzmir Basın Metni

1

Mülteciler Yalnız Değildir!

Bizler Avrupa’ya geçişlerde ölümler son bulsun diye sınırları açın çağrısı hazırlığındayken geçtiğimiz günlerde biri Bodrum’dan diğeri Didim’den yola çıkan iki botun batması sonucunda 44 mülteci daha göz göre göre hayatını kaybetti.

Bugün başta Yunanistan olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde insan hakları aktivistleri olarak mülteciler için sokaktayız ve aynı anda devletlere sesleniyoruz; sınırları açın ve mültecilere haklarını verin!

Suriye’de 2011’de başlayan savaş ile birlikte, 2. Dünya savaşından beri yaşanan en büyük göç dalgası ile karşı karşıyayız. Bu savaş sonucunda 6 milyondan fazla Suriyeli, ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Resmi verilere göre 2,5 milyon tahminen ise yaklaşık 3 milyon Suriyeli, Türkiye’ye sığınmış durumda. Suriyelilere ek olarak Afganistan, Irak, Eritre, Somali ve İran gibi savaşların parçaladığı, insan hakları ihlallerinin sık sık yaşandığı ülkelerden gelen uluslararası koruma ihtiyacı olan 250.000 kadar mülteci ve sığınmacı da Türkiye’de yaşıyor. Fakat Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlamadan dolayı Avrupa dışından gelenler mülteci statüsü alamamakta ve uluslararası standartlara uygun bir korumadan yararlanamamaktadırlar.

Türkiye hükümeti, Suriyeli mülteciler için dördüncü yılın sonunda çalışma izni vermeyi gündemine getirirken, Suriyeliler, Geçici Koruma Yönetmeliğinde var olan haklara erişimde sorunlar yaşıyorlar.  Karşı karşıya kaldıkları ağır yaşam koşulları insan onuruna yakışmıyor.  Okul çağındaki mülteci çocukları bile ağır işlerde yok pahasına çalışmaya iten, kız çocuklarını erken yaşlarda evliliklere zorlayan, mültecileri insan onuruna aykırı hayatlar yaşatan bu düzen kimsenin hakkı değildir. Türkiye’nin uyguladığı Geçici Koruma Statüsü, mültecilere hala misafir gözüyle bakıldığının bir göstergesi. Onlar bizim misafirimiz değil, komşumuz, dostumuz, arkadaşımızdır.

Ağır yaşam koşulları ve geleceğe yönelik güvenceleri olmadığı için Türkiye’de yaşayamayan mülteciler, ölümü göze alarakinsan onuruna yakışır hayatlar yaşayabileceklerine ve güvende olacaklarına inandıkları Avrupa ülkelerine gitmeyi tercih ediyorlar.

Birleşmiş Milletlerin resmi rakamlarına göre sadece 2015 senesinde Türkiye üzerinden 850 binden fazla mülteci düzensiz yollarla Avrupa ülkelerine gitti. Son bir yılda binlerce mülteci Akdeniz’de yaşamını yitirdi. Akdeniz, onlar için mezarlık oldu. Bütün bu yaşananların farkında olan AB ise sınırlarını açıp mülteciler için güvenli bir geçiş sağlamak yerine sınır güvenliği için milyar dolarlar harcıyor. Son olarak Türkiye’ye, Avrupa kalesinin kapı bekçisi olması karşılığında 3 Milyar Avro kirli bir pazarlığa imza atma hazırlığında.

AB fonları ile inşa edilen Erzurum Aşkale Geri Gönderme Merkezi açılmasının daha birkaç ayı içinde bir kişinin ölümüne, ağır darp iddialarına ve sayısı bilinmeyen kişinin sınır dışı edilmesine “ev sahipliği” yaptı. Bu, kabul edilemez bir durumdur. Bu insanlar savaştan ve ağır insan hakları ihlalleri nedeni ile başka ülkelere sığınmak zorunda kalıyorlar, insan hakları uyarınca muamele görmeleri bir zorunluluktur.

Mülteciler sadece barınma, çalışma, eğitim gibi sorunlarla mücadele etmiyor. Görüyoruz ki tüm Avrupa’da ve Türkiye’de ciddi boyutlara ulaşan ırkçı nefret söylemleri ile de karşı karşıyalar. Avrupa ve Türkiye halklarına çağrımız şudur ki: mülteciler düşmanımız değildir.  Artan işsizliğin, ücretlerin düşürülmesinin, yükselen ev kiralarının ve yaşanan bombalı saldırıların sebebi mülteciler değil, devletlerin politikalarıdır. Mültecilere yönelik saldırgan davranışlar tüm bu sorunları çözmeyecek aksine devletlerin savaş politikalarını daha da güçlendirecektir.

Mültecilerin, “misafir” olarak görülmelerine bir son verilmesini, uluslararası koruma ihtiyacı olan herkese mülteci hakkı verilmesini talep ediyoruz!

Denizlerde yaşanan mülteci ölümlerinin sona ermesi için Avrupa Birliği’ni düzenli geçiş yollarını sağlamaya ve Türkiye gibi Avrupa dış sınırında bulunan üçüncü ülkelerle mültecilerin durdurulmasına yönelik anlaşmalardan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Sınırları Açın Güvenli Geçişi Sağlayın!

İmzacılar:

Halkların Köprüsü Derneği

MÜLTECİ-DER

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi

Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği

MAZLUM DER İzmir Şubesi

Konak Kent Konseyi

Karabağlar Kent Konseyi Mülteci Çalışma Grubu

Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi

Barış İçin Kadın Girişimi-İzmir

Mülteci Dayanışması

Toplumcu Psikologlar

Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi

Engelliler Federasyonu

 

Comments are closed.