Halkların Köprüsü Derneği Pehlivanköy GGM Basın Toplantısı 4.5.2016 

 

04_may_kopru_ggm_aciklama5TÜRKİYE ve AB ARASINDA İMZALANAN GERİ KABUL ANLAŞMASI’NIN İLK UYGULAMASI SONRASI GERİ GÖNDERİLEN MÜLTECİLERLE YAPILAN GÖRÜŞME SONUÇLARI : AB İNSAN  HAKLARINI İHLAL EDİYOR!

TÜRKİYE VE AB ARASINDA İMZALANAN GERİ KABUL ANLAŞMASI’NIN İLK UYGULAMASI SONRASI PEHLİVANKÖY GERİ GÖNDERME MERKEZİNDEN GÖZLEMLER

Bu gün burada siz basın mensuplarına daha önce çok kez hem eylemsel hem de sözel olarak dile getirdiğimiz bir doğruyu ilk kanıtlarıyla birlikte sunacağız.

Geri Kabul anlaşması ilk gündeme getirildiği günden imzalanıp uygulamaya geçildiği bu güne kadar bu anlaşmanın başta iltica hakkı olmak üzere birçok insan hakkı ihlali yaratacağını dile getirmiştik. Bu nedenle çok kez SINIRLARI AÇIN GÜVENLİ GEÇİŞİ SAĞLAYIN sloganları ile sokaklarda basın açıklamaları yaptık, iltica hakkının en temel haklardan biri olduğunu dile getirdik. Bu gün geldiğimiz noktada ne yazık ki AB ve Türkiye nezdinde bu anlaşma uygulamaya konuldu ve 4 NİSAN 2016 tarihinde Yunanistan’dan ilk geri göndermeler Dikili’ye yapıldı. Daha sonra Dikili’ye getirilen mülteciler Kırklareli Pehlivanköy’de bulunan geri gönderme merkezine götürüldü. Yunanistan’dan geri gönderildikten bu yana yaklaşık 1 aydır haklarında herhangi bir işlem yapılmadan GGM’de tutulan mültecilerin yakınları derneğimize ulaşarak yardım talebinde bulundular. Halkların Köprüsü Gönüllüsü bir avukat olarak ben Pehlivanköy’e giderek mültecilerle görüştüm.

Öncelikle belirtmek isterim ki kuruma resmi olarak 5 mülteci ile görüşme talebinde bulundum. Ancak kurumdan aldığım cevap diğer mültecilerin dosyalarının Yunanistan’dan gönderilmediği bir karışıklık olduğu bu nedenle görüşemeyeceğim şeklindeydi. Elbette ki bunun da hukuki bir karşılığı bulunmamaktadır. Söz konusu mülteciler hukuki olarak tanımlamak gerekirse; İdari gözetim altında tutulan yabancılardır. Şu an yürürlükte bulunan YUKK’a göre her daim hukuki yardımdan faydalanma ve her zaman avukatlarıyla görüşme hakkına sahiptirler.

Görüşme yaptığım mültecilerin hikayelerinden de sizlere kısaca bahsetmek isterim. Mültecilerin isimlerini vermeyeceğim basında yer alan haberlerin aleyhlerine bir durum yaratmalarını istemiyoruz. Söylediğimiz her şey çarpıtılarak yansıtılıyor. Ancak elbetteki onlar sayıdan ibaret değil onların da hikayeleri var. Mültecilerden ilki ülkesindeki savaş koşullarının yarattığı ölüm tehditi nedeniyle, yarıda bıraktığı tıp eğitimini tamamlamak için tüm ailesiyle yollara düşen,  okumak ve de yaşamak için her şeyi göze alan genç bir kadın,

Diğer mülteci ise babası savaşta öldürülmüş, annesi Hollanda’da, annesinin yanına gitmek için yollara düşmüş 17 yaşında bir erkek çocuk

Hikayelerinin çok daha derin ve ayrıntılı olduğunu bilmenizi isterim ancak mahremiyetleri ve güvenlikleri açısından bu kadarını anlatmakla yetindiğimizi yineliyorum.

Yaptığımız görüşmenin ikinci kısmı Yunanistan’dan buraya nasıl gönderildikleri üzerineydi.

İşte bugünkü basın açıklamamızın asıl amacı bu geri gönderme işlemindeki AB’nin yaptığı insan hakkı ihlallerini size duyurmaktır.

– Türkiye’ye geri gönderilecekleri bilgisi kendilerine iletilmemiştir. Yunanistan’ın başka bir adasına götürüldükleri yalanı söylenmiştir.

– Herhangi bir hukuki yardımdan faydalanmadıkları gibi bir göç uzmanı ile mülakat da yapmamışlardır. Uluslararası koruma hakları hatırlatılmamıştır. Ki bu insanların mülteci olup olmadıkları kararının verilebilmesi için bir göç uzmanıyla 1 saat 45 dakika görüşülmesi gerekmektedir.

– 16 saat küçük odalarda tutulmuşlar daha sonra dilini anlamadıkları belgeler imzalatılmıştır.

– Otobüslere ve gemilere bindirilirken yalnız olan erkek mültecilere zor kullanılmıştır.

– Aile olan mülteciler birbirlerine kelepçelenerek gemilere bindirilmiştir.

– Bu işlemleri AB’nin sahil güvenlik elemanları yapmıştır.

Özetle bu anlaşma uygulamaya geçildiği bu ilk örneğiyle hukuka aykırı olarak AB tarafından uygulanmaktadır.

İkinci dikkat çekeceğimiz durumda uzun zamandır gündemde olan ggmlerin herkese kapalı zor ulaşılabilir şekilde konuşlandırıldığıdır. Pehlivanköy GGM adeta bir hapishane formatında kurgulanmıştır.

-​Televizyon yok, gazete kitap, kağıt kalem

-​Telefon yok,

– ​İnternet yok

– ​sabah kahvaltıdan sonra 15 dk öğle yemeğinden sonra 15 dk ve aksam yemeğinden sonra 15 dk olmak üzere günde 45 dk havalandırmaya çıkmaktadırlar. Kapıların üzerlerine kilitlendiği bilgisine ulaşılmıştır.

Görüşme yapılan mülteciler bu hapishane koşullarına daha fazla katlanamayacaklarını iletmişlerdir.

Bu durum göstermektedir ki Türkiye’de de mültecilere yepyeni lüks geri gönderme merkezlerinde hapishane koşulları dayatılarak ülkelerine gönüllü olarak geri dönüş zorlaması yapılmaktadır.

(Açıklama, Derneğimizin üyesi Avukat Ayşegül Karpuz tarafından kaleme alınmış ve derneğimizde yapılan basın toplantısında açıklanmıştır)

Comments are closed.